Dark'n Stars
PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA Yasak
Dark'n Stars
PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA Yasak
Dark'n Stars
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dark'n Stars


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
a-sosyal
..::υzмαη üує::..
..::υzмαη üує::..
a-sosyal


Mesaj Sayısı : 454
Rep Gücü : 870
Doğum tarihi : 08/04/93
Yaş : 31
Lakap : _BY_ACABA_

PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA Empty
MesajKonu: PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA   PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA I_icon_minitimeSalı Nis. 14, 2009 8:27 am

ORGANİZMA VE ÇEVRE İLİŞKİLERİ

Organizma:
Organizma sözcük anlamıyla canlı varlık demektir. Canlı varlığı oluşturan organlar örgütlenmiş bir bütün olarak organizma terimi ile ifade edilir. İnsan, hayvan ve bitki gibi tüm canlı varlıklar birer organizmadır. Ancak Psikoloji, gelişmiş hayvanları ve insanı konu edinir.

Çevre:
Organizmayı çevreleyen, onun gelişimini ve yaşamını etkileyen dış koşulların toplamıdır. Psikolojinin ilgi alanı daha çok davranışın gerçekleştiği dış çevredir. Buna göre insanın içinde bulunduğu çevre doğum öncesi çevre ve doğum sonrası çevre olarak ikiye ayrılır.

Uyarıcı:
Organizmayı etkileyen iç ve dış faktörlerdir. Uyarıcı bir ses bir ışık gibi dıştan gelen bir etki veya acıkmak, susamak gibi içten gelen bir etkide olabilir.

Duyum:
Uyarıcıların duyu organları tarafından beyne iletilmesidir.

Duyum İçin Gerekli Olan Şartlar:
• Bir uyarıcı olmalı
• Duyu organları sağlam olmalı
• Canlı bir beyin olmalı
• Uyarıcıyı duyu organlarına iletecek uygun bir ortam olmalı.
Örneğin: Boşlukta ses iletilmez, Cisimlerin görülebilmesi için ışık gerekir.
• Uyarıcının şiddeti duyum eşikleri arasında olmalı.


Duyum Eşiği:
Organizmanın fark edebildiği uyarıcıya ait şiddetlerdir.
• Alt Eşik: Organizmanın fark edebildiği uyarıcıya ait en küçük miktardaki şiddettir.
• Üst Eşik: Organizmanın fark edebildiği uyarıcıya ait en yüksek miktardaki şiddettir.


Farklılaşma Eşiği:
Uyarıcının şiddetinin değişip değişmediğinin fark edilebilmesi için uyarıcının şiddetinde değişmesi gereken en az miktara farklılaşma eşiği denir.
Örneğin: 100 wattlık ampulun yandığı odadan 150 wattlık ampulun yandığı odaya geçilirse aydınlanma farkı belli olur. Bunun nedeni iki uyarıcı arasındaki fark, fark eşiğini geçmiştir.

Uyum(alışma): Organizmanın içerisinde yaşadığı ortamın ve koşulların gerektirdiği şekilde davranmasıdır.

Duyusal Uyum: Organizma bir uyarıcıyla tekrar tekrar karşılaşırsa o uyarıcıya tepkide bulunmaz hale gelir.
Örneğin: Eczanede bir süre kaldıktan sonra ilaç kokusunun hissedilmemesi.
Parfümeri de bir süre kaldıktan sonra parfüm kokusunun hissedilmemesi.

Duyarsızlaşma: Organizma bir duyguyla tekrar tekrar karşılaşırsa o duyguya tepkide bulunmaz hale gelir.
Örneğin: Doktorların yaralı ve ölülerden hiç etkilenmemesi.

Uyarılma:
Dıştan ve içten gelen uyarıcıların organizmayı etkilemesine uyarılma denir.

Aşırı Uyarılma: Organizmanın ihtiyacı olandan daha fazla miktarda ve şiddette uyarıcı ile karşı karşıya kalması durumudur.
Örneğin: Köyden kente gelen kişinin durumu.

Yetersiz Uyarılma: Organizmanın ihtiyacı olandan daha az miktarda ve şiddette uyarıcı ile karşı karşıya kalması durumudur.
Örneğin: Kentten köye giden kişinin durumu.


Dengeleme (Homeostatis):
Organizmanın aşırı ve yetersiz uyarılma sonucunda bozulan dengeyi kendiliğinden otomatikman yeniden kurma durumudur.
Örneğin: Organizmanın, beden ısısı yükseldiğinde terleyerek soğumaya veya beden ısısı çok düştüğünde titreyerek ısınmaya çalışması.



GÜDÜ (motiv) ve GÜDÜLENME (motivasyon)

Güdü: Organizmayı etkileyerek harekete hazır hale getiren iç ve dış uyarıcılardır.
Güdülenme: Organizmanın bir güdünün etkisiyle harekete hazır hale geçerek davranışta bulunma sürecidir.
Örnek:


Güdülenmiş Davranışın Özellikleri:

1) Güdülenmiş Davranış Seçicidir: Aç bir insanın önüne su ve yemek konursa yemek yer.

2) Güdülenmiş Davranış Etkindir: Organizma güdüsünü tatmin edene kadar çaba gösterir.

3) Güdülenmiş Davranış Yorucudur: Organizma güdüsünü tatmin ederken çabalar, yorulur.


Organizmayı harekete hazır hale getiren 3 tür güdü vardır:

1) Fizyolojik güdüler
2) sosyal güdüler
3) İçgüdüler

1) Fizyolojik güdüler:
Organizmanın varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan güdülerdir.
Örnek: Açlık, susuzluk, annelik, cinsellik, dinlenme, uyku, boşaltım

Özellikleri:
• Tüm canlılarda bulundukları için evrenseldir.
• Diğer güdülerin temelini oluşturdukları için birincildir.
• Kalıtım yoluyla kazanılır.
• Sosyal güdülerin kaynağıdır.
• İnsanlarda ve hayvanlarda ortak olarak bulunur.
• Yaşamak için zorunludur.

2) Sosyal güdüler:
Organizmanın toplum içerisinde yaşaması sonucunda oluşan güdülerdir.
Örnek: Sevme, sevilme, beğenilme, başarı, hırs, kendini gerçekleştirme vs.

Özellikleri:
3) Kaynağı çevredir, toplumdur.
4) Bireyden bireye, toplumdan topluma değişir.
5) İleriki yaşlarda daha çok etkindir.
6) Fizyolojik güdülerden daha karmaşıktır.

NOT:
7) Fizyolojik güdüler evrenseldir, Sosyal güdüler ise özneldir. Bireyden bireye, toplumdan topluma değişir.
Fizyolojik güdüler doğuştandır(kalıtım), Sosyal güdüler ise öğrenme sonucu kazanılır.
9) Duruma göre biri diğerinden üstün olabilir.

3) İçgüdüler:
Doğuştan kazanılan, niçin yapıldığı bilinmeyen, bir türün bütün bireylerinde aynı şekilde görülen, kalıtım yoluyla bireyden bireye aktarılan, evrimleşmemiş davranışlardır.
Örnek: Arının bal yapması, Örümceğin ağ örmesi vs.

Özellikleri:
• Doğuştandır, yani öğrenilmemiştir. ( Arının bal yapması )
• Otomatiktir. ( Arı, kovanın bal ile taştığına aldırmadan bal yapar.)
• Türe özgüdür. ( Arı bal yapar, Örümcek ağ yapar, Köpek havlar, Kuş uçar vs.)
• Evrimleşmemiştir. ( Bin yıl önceki örümceklerde ağ yapıyordu. )
• Hayvanlarda görülür.

NOT:
• Fizyolojik güdüler evrenseldir, İçgüdüler ise türe özgüdür.
• Fizyolojik güdüler ve İçgüdüler doğuştandır.
• Fizyolojik güdüler otomatik değildir, İçgüdüler ise otomatiktir.


ALIŞKANLIK
Çok iyi öğrenilmiş, tekrar edile edile düşünmeden yapılır hale gelmiş davranışlardır.
Örneğin: Sigara, içki gibi.

Özellikleri:
• Alışkanlık ile İçgüdü aynı şey değildir. Alışkanlığın temelinde öğrenme vardır, İçgüdü ise doğuştandır.

REFLEKS
Organizmanın bir uyarıcıya karşı verdiği ani ve istem dışı tepkidir.
Örneğin: Öksürmek, gıdıklanmak, esnemek, gözbebeğin küçülmesi vs.


“Refleksler geliştirilebilir”
NOT:
• Refleksler geliştirilebilir. ( Karateciler, Tenisçiler, Kaleciler )
• Refleksler ortadan kaldırılamaz, bir süre geciktirilebilir. (Öksürüğümüzü bir süre tutabiliriz; ama gıcık fazla olursa tutamayız.)
• Refleksler organizmayı tehlikelere karşı korur. (Gözbebeğin ışığa karşı büyüyüp küçülmesi.)

REFLEKS İÇGÜDÜ
Evrenseldir Evrenseldir
Otomatiktir Otomatiktir
Doğuştandır Doğuştandır


DUYGU VE HEYECAN

Duygu: Uyarıcıların organizmada oluşturduğu haz ve acı hissine duygu denir.
Heyecan: Kısa süreli çok yoğun duygulara heyecan denir.

NOT:
• Heyecanın yararları ve zararları vardır.
• Heyecan insanın düşünme kapasitesini azaltabilir, karar vermesini zorlaştırabilir.
• Fazla heyecana maruz kalan insanlarda bir takım rahatsızlıklar ( kalp, mide, bağırsak ) ortaya çıkabilir.
• Bunun yanında heyecan insana normalin üzerinde enerji kazandırır. ( Bir normal koşmamız vardır, bir de köpek bizi kovalarken koşmamız vardır. )
• Az heyecan yararlı, çok heyecan zararlıdır.
• Heyecan sonucunda organizmada iç değişmeler ( kalp atışının hızlanması ) ve dış değişmeler ( yüz ifadesinin değişmesi ) oluşur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://osmanlitarihi.yetkinforum.com
 
PSİKOLOJİ-ÇEVRE VE ORGANİZMA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» PSİKOLOJİ-KONUSU
» PSİKOLOJİ-GİRİŞ
» PSİKOLOJİ ANA KONULARI
» PSİKOLOJİ-ÖĞRENME
» PSİKOLOJİ-ZEKA

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dark'n Stars :: | Eğitim & Öğretim | :: | Felsefe - Psikoloji - Sosyoloji |-
Buraya geçin: